Sahrayı Cedid Kireçhane Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği yönetimince yeniden projelendirilmesine karar verilen camimizin arazisi, Türkiye Anıtlar Deneğine ait olup 957 m2lik bir alana sahiptir. Mevcut Cami hem kapasite olarak yetersizleşmiş hem de deprem dayanıklılığı şartlarına göre çürük raporu almıştır. Bu sebeplerden dolayı zemin etüdü ve mimari – mühendisi projelendirmeler başlatılarak yeni projemiz şekillenmiştir.

Bugünün şartları ve mimarisine uygun yeniden projelendirilen camimiz kadınlar mahfili ile birlikte, yaklaşık 600 kişi kapasiteli olup buna ek 100 kişi kapasiteli asma kata sahiptir. Ana giriş arkadlı arka avludan sağlanmakta; üstü tonoz örtülü avluda ‘kütüphane’ velçay evi’ek mahalleri bulunmaktadır. Projenin alt kotunda ise doğrudan ışık alacak şekilde yerleştirilen kız-erkek kur-an kursu sınıfları, imam ve müezzin odası ile gerektiğinde dernek toplantılarının da yapılabileceği bir toplantı mekanı; konferans salonu konumlanmaktadır. Alt kotta yeterli sayıda varolan abdesthaneye ek olarak aciliyet olması durumunda arka avludaki açık abdest mekanı da kullanılabilmektedir. Anlatımdaki farklı kotlara dağılan projenin genelinde yaşlı ve engelli ulaşımları da göz önünde bulundurulmuştur.

Tasarımda sekizgen türbe mimarisiyle bütünleşen kubbe, gelenekselle modern arasında bir geçiş oluşturmuştur. Sekizgenin Mihrap duvarı ile yola cephe veren kenarlarının Cami girişindeki sığ havuz ile kesişimindeki yarık, bodrum katı, toprak altı karanlık bir mahal olmaktan çıkartıp, ruhevi bir ibadet mekanına çevirmiştir.

Cephe tasarımında önerilen tül duvar dokusu iç mekanda, gün ışığının da etkisiyle cepheyi zeminle bütünlemekte, oluşan gölgelerle zengin bir iç hacim ve mekan olgusu yaratmaktadır. Cephedeki inceliğe karşılık brüt beton kubbenin tek parçada kendini var eden yapısallığı sadeliği korumakta ve aradaki uyumu sağlamaktadır.

Projedeki minare yapısı klasikten uzak bir tasarımdır. Fakat asıl işlevi olan temsiliyet kavramını korumakla beraber bu temsiliyeti fiziksel olarak da manevi olarak da desteklemektedir. Islamın beş şartına ithafen beş parça halinde tasarlanan heykelimsi minare; üzerinde bu temsiliyetin fiziki hallerini barındırmaktadır. Karanlıkta göğe doğru aydınlanan yazılar, hem cami yapısının mevcudiyetinin algılanmasını hem de felsefesine uygun bir hissiyat duyumsaması sağlar. Minareyi sonlandıran hilal ise, gelenekselliğe öykünürken aynı zamanda paratoner görevini de üstlenmektedir.

Projedeki sığ havuz ve çevre duvarlarının yükseltilerek yeşillendirilmesi ‘cennet bahçesi’ fikrinden yola çıkılarak tasarlanmış ‘su ve yeşil’ i projenin ana teması olarak belirlemiştir. Amaç; yalnızca ezan vakitlerinde değil, günün her saatinde ziyaret edilen bir ibadet mekanı oluşturmaktır.